18.03.2016
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı’nın (WADA) her yıl düzenlediği Dopingle Mücadele Kuruluşları Sempozyumu’nun 12’ncisi 14-16 Mart tarihleri arasında İsviçre’nin Lozan kentinde yapıldı. Sempozyumu, ülkelerin dopingle mücadele kuruluşları, uluslararası spor federasyonları, büyük turnuva düzenleyicileri, akredite doping kontrol laboratuarları ve medya temsilcilerinden oluşan 500’ü aşkın katılımcı izledi.
Sempozyuma Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu’nu temsilen Komisyon Başkanı Av. Türker Arslan, Genel Koordinatör Prof. Dr. Rüştü Güner ve Genel Koordinatör Yardımcısı Av. Mehmet Yoğurtçuoğlu katıldı.
Sempozyumda, son bir yıl içinde dopingle mücadele gelişmeleri konusunda bilgiler verildi. Özellikle yeni analiz yöntemleri ve biyolojik pasaport konusundaki gelişmeler katılımcılarla paylaşıldı. Uluslararası federasyonlarla ulusal dopingle mücadele kuruluşları arasındaki işbirliği çalışmalarının dopingle mücadelenin daha etkin ve verimli yapılabilmesi açısından önemine vurgu yapıldı ve bu ilişkilerin daha da geliştirilebilmesi için WADA tarafından hazırlanan kılavuz katılımcılarla paylaşıldı. İstihbarat ve soruşturmaların etkin bir şekilde yapılabilmesinin analiz yöntemlerinin gelişmesi kadar önemli olduğu birçok dopingle mücadele kuruluşu ve WADA tarafından dile getirildi
2015 yılında yürürlüğe giren Dünya Dopingle Mücadele Kuralları’na göre, dopingle mücadele kural ihlalinde bulunan sporcu ve sporcu destek personeline uygulanan yaptırımlar konusunda birçok dopingle mücadele kuruluşu vakalardan örnekler vererek karşılaştıkları sorunların çözüm yolları konusunda neler yapılabileceklerini tartıştı. Ayrıca, Uluslararası Atletizm Federasyonları Başkanı Sebastian Coe ve Rusya’daki doping olayları ile ilgili kurulan WADA Bağımsız Araştırma Komisyonu Başkanı Richard Pound, son zamanlarda kamuoyuna yansıyan doping olayları ile ilgili bilgiler verdi ve katılımcıların sorularını yanıtladı.
Sempozyumun dopingle mücadele kuruluşlarının eğitim çalışmalarının tartışıldığı oturumunda, Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu Genel Koordinatörü Prof. Dr. Rüştü Güner Türkiye’deki dopingle mücadele eğitim stratejileri konusunda bir sunum yaptı. Prof. Güner, Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu’nun 2011 yılında kurulduğunu ve komisyonunun kurulmasından hemen sonra ulusal dopingle mücadele programında başta atletizm ve halter olmak üzere çok yüksek sayıda doping vakalarıyla karşılaştıklarını, 2013 yılının ortalarına doğru alınan doping kontrol örneklerinin yüzde 15’inin dopingli çıkmasının kendilerini de çok üzdüğünü ancak bu durumun iyimser bir bakış açısıyla Türkiye’de doping kontrolü sisteminin çalıştığını göstermesi açısından cesaret verici olduğunun birçok uluslararası kuruluş tarafından dile getirildiğini söyledi. Doping yapılmayan bir spor ortamını sağlamak amacıyla sporcular, antrenörler, diğer sporcu destek personeli, doktorlar, aileler, spor bilimleri fakülteleri ve beden eğitimi ve spor yüksek okulu öğrencileri gibi değişik hedef gruplara eğitim seminerleri düzenlediklerini ve ayrıca internet üzerinden de çevrim içi bir eğitim çalışması yürüttüklerini belirten Prof. Güner, hem bu eğitim çalışmaları hem de yürüttükleri yoğun doping kontrol faaliyetleri ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ‘dopinge sıfır tolerans’ politikası sayesinde alınan örneklerde doping çıkma oranının 2015 yılında yüzde birlere kadar düştüğünü sözlerine ekledi.
WADA’nın ulusal dopingle mücadele kuruluşlarıyla ilişkilerden ve eğitim faaliyetlerinden sorumlu direktörü Rob Koehler ise, 2013 yılındaki yüksek sayıdaki doping vakaları nedeniyle WADA olarak Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu’nun faaliyetlerini çok yakından takip ettiklerini, Türkiye’nin bir kaç yıl gibi çok kısa bir süre içinde Dünya Dopingle Mücadele Kuralları’na uyumlu bir şekilde gelişmesini takdirle karşıladıklarını ve komisyonun çalışmalarının diğer ülkelere örnek oluşturması gerektiğini belirtti.