Page 86 - TMOK olimpiyat dunyasi

Basic HTML Version

değil idi, Olimpiyat ruhunu baştan
sona yaşatan Lozan’daki mükem-
mel Olimpiyat Müzesi’ni gezerken
aklımdaki tek şey Rio 2016’da bay-
rağımız arkasında yürüyen sporcu
arkadaşlarımın arasında olmak ve
Olimpiyat heyecanını yaşayabilmek-
ti. Olimpiyatlara katılarak ülkemize
güzel bir ilki daha kazandırabilme-
nin heyecanını o gün en kuvvetli
şekilde hissetmiştim.
Oyunlar öncesinde yerleştiğimiz
Olimpiyat Köyü’nde ise bu ruhu bire
bir yaşadım. Kendi takım arkadaş-
larım yanında, onlarca ülkenin farklı
spor dallarındaki elit sporcularıyla
tanışmak, bir arada olmak, dost-
luklar kurmak her saniyesinden
keyif aldığımız harika bir deneyimdi.
Oyunlar sonunda ayrılmak vakti gel-
diğinde hiç istemedim, “Bırakın beni.
Burada kalacağım” diye şakalar bile
yaptığımı hatırlıyorum.
Oyunların Açılış Töreni belki de ha-
yatımın en muhteşem ve unutulmaz
anı, en mükemmel gecesiydi. Birçok
şampiyonluklar yaşadım ama Olim-
piyatlarda ülkemizi temsil etmek
herşeyin ötesinde, bambaşka bir
duyguymuş. Teniste ülkemizi ilk
defa Olimpiyatlarda temsil ettiğim
ve Rio 2016 Olimpiyat Oyunları’nın
bir parçası olduğum için büyük
gurur duyuyorum.
Bu unutulmaz senenin yaşanmasın-
da beni hep daha iyisini başarabil-
mem için teşvik eden başta ailem
olmak üzere ENKA spor kulübüme,
Federasyonuma, Gençlik ve Spor
Bakanlığımıza, Milli Olimpiyat
Komitemize ve beni destekleyen
tüm sporseverlerimize çok teşekkür
ederim. Umarım 2017 de en az 2016
kadar güzel olur.
Olimpiyat Köyü ortamı senin
için mükemmeldi. Peki ya mü-
sabakan sırasındaki ruh halin?
Sonuç seni nasıl etkiledi, çok
üzüldün mü?
Korta çok farklı duygularla çıktım.
30’ncu sıradaki Rus Yekaterina
Makarova’ya karşı işimin zor
olacağını, agresif oynamak ve
bunda devamlılığı sağlamak zo-
runda olduğumu biliyordum. İlk seti
aldım ancak ikincide kendimi biraz
düşmüş hissettim ve Makarova
setleri 1-1’e getirdi. Final setinde
denk olduğumuzu hissettim ve dişe
diş bir mücadele oldu. Tie-break’te
kaybettim. İyi performans göster-
diğimi, küçük farklarla yenildiğimi
düşünüyorum.
Yenilgi için tabii ki üzüldüm. Kim
üzülmez ki? Ancak, başarı için
duygusal dengenizi korumak ve
hep ileriye bakmak lazım. “Sonuçta
bu bir oyun” diye düşünüyorum. Biz
bir oyun oynuyoruz. Bir kazanan,
bir kaybeden var ve kaybetmek
de işin bir parçası. Bu da her şeyi
dengeliyor.
Başarı mutlaka disiplinli ve sü-
rekli çalışma gerektiriyor. Bunda
zorlandığın oldu mu? Seni en çok
motive eden şey neydi?
Senede yirmibeş hafta yurt dı-
şında turnuva oynayan bir sporcuya
dönüştüm. Tatil yok, doğum günü
partileri yok, sosyal hayat az. Faz-
lasıyla özveri gerekiyor yani. Aşırı
yorgunluktan antrenman yapmak
istemediğim günler oluyor. yaptığım
her çalışmanın karşılığını alacağımı
bildiğim için öyle günlerde kendimi
ateşlemeye, isteksizliği bir şekilde
yenmeye çalışıyorum. Pes etmeye
gelince, sadece teniste, sporda değil
hayatta pes etme noktasına gele-
biliyor insan. Ama bir şekilde pozitif
yanlarla tekrar ayakta kalmaya
çalışıyor. İşime yani tenise duydu-
ğum aşk benim için işin en pozitif
yanı. Bir de negatif insanlardan uzak
durmak gerekli diye düşünüyorum.
Etrafınızda pozitif insanların olması
çok önemli.
Benim için en büyük motivasyon
kaynağı, insanların beni destek-
lediklerini görmek. Böyle oldukça
daha çok çalışmak ve daha iyi so-
nuçlar almak için fazlasıyla motive
oluyorum.
İlgiden hoşlanıyorsun yani?
Tabii ki ilgiden hoşlanırım. Şu
anda müthiş bir ilgi var ve bu beni
daha çok başarmak için motive
ediyor. Medya ilgi gösteriyor. Sosyal
a very different and very special
one since it is the biggest dream
of any athlete. I had dreamt about
it for years, watching the Games
on TV. But then it became the only
thing in my mind when I visited
the excellent Olympic Museum
where one can really live and feel
the Olympic spirit. The visit was
at the beginning of 2016 when I
hadn’t qualified yet. I felt I had to
be among my other teammates
parading behind the Turkish Flag
and experiencing the thrill of the
Olympics. It was during that visit
that I felt the urge to be able to
compete there and feel the excite-
ment of marking another first
time for my country.
I lived that fantastic feeling, even
before the competitions began,
when we settled in the Olympic
Village. Being together with my
teammates, meeting, spending
time together and making friends
with dozens of elite athletes from
different sports and countries...
I enjoyed every second of this
wonderful experience. I remember
myself jokingly saying “Drop me
off here... I want to stay” when the
Games were over and it was the
time to return.
I think the most magnificent and
unforgettable moment of my life
was at the Opening Ceremony.
I have lived many champion-
ships but only then I realised
that representing my country
in the Olympics was above all
everything else. I feel so proud to
have represented Turkey in Rio
and became a part of the Olympic
Games.
I’d like to express my thanks and
gratitude especially to my family
who has always encouraged me
84
Olimpiyat Dünyası